Etiketler
Aragon, Felix Candela, Jaime, Pompey, Santiago Calatrava, Spain, torres del Serrans, valencia, Valencian Community
MÖ 138 yılında, Decimus Junius Brutus’ un konsolosluğu tarafından askerlerin barınması için kurulmuş Valencia şehri. O zamanki yeri, günümüzdeki yerleşimin çok yakınındaymış. Tarihte kısa sayılabilecek bir süre sonra da MÖ 75 yılında, Pompey ve Sertorius arasında meydana gelen şiddetli savaş sonunda yerle bir olmuş.
La Almoina yerleşimi civarında yapılan arkeolojik kazılarda, silahlarıyla birlikte gömülmüş asker cesetleri bulunmuş. Bu yıkımdan sonra yarım yüzyıl kadar sessiz kalan kent, 1. yy’ dan başlayarak yeniden inşa edilmiş. Bir forum ve anfitiyatro yapılmış önce. Özellikle alt yapıya önem verilmiş. Günümüzdeki Torres dels Serrans yakınlarında bir nehir limanı ve su temin sistemi inşa edilmiş. Kentin bulunduğu coğrafyada Turia nehri denize kavuşuyor ve bu nehirden şehre su dağıtılmış.
Roma İmparatorluğu’ nu etkileyen derin çöküş döneminin etkileri Valencia’ yı da vurmuş ve 3. yy’ ın ikinci yarısından başlayarak önemini yitiren kentin değerli yapıları yok olmuş.
Dördüncü yüzyılın ortalarında bu bölgeye 304 yılında burada katledilen San Vicente anısına bir Hristiyan topluluk gelip yerleşmiş. Yaklaşık bir yüzyıl kadar sonra da, Germanik kabileler gelerek şehri istila etmişler ve Roma tapınakları yerlerini Hristiyanların ibadet yerlerine bırakmış.
5. yy’ da Justinyen zamanında tekrar önem kazanmaya başlayan şehir, 554 yılında İberia yarımadasının güney doğusunun Bizanslılar tarafından işgal edilmesiyle birlikte Vizigotlar’ ca ele geçirilmiş ve askerler antik Roma anfitiyatrosunu güçlendirerek üs olarak kullanmaya başlamışlar. 625 yılında Bizanslılar devri kapandıktan sonra kent bir kez daha karanlık bir döneme girmiş.
711 yılında Arap istilasıyla birlikte beş yüzyıl kadar tarım, bilim ve sanat konularında gelişmeler yaşanmış bölgede. 13. yüzyılda Aragon kralı Jaime Arap hakimiyetine son vererek Hristiyan dönemini başlatmış.
14. ve 15. yüzyıllarda altın çağını yaşayan Valencia, İspanyol sömürgecilerinin ve burjuvazinin merkezi haline gelmiş. Özellikle 15. yy’ ın sonlarında Avrupa’ nın en zengin, en dinamik ve en kültürel şehirlerinden birisi olmuş.
Bu parlak dönemi, 16.ve 17. yy’ larda Rönesans etkisiyle ortaya çıkan karşı devrimler ve Katolik inancı etkisiyle derinleşen kırılma devri izlemiş. Ekonomi çökmüş ve salgın hastalıklar başlamış. 18. Yy’ da despot merkezi idare altında Valencia bu defa yeni fikirlerin ve ipek ticaretinin odak noktası oluvermiş. Ancak 1868 yılına kadar geçen dönemde ve Napoleon savaşları sonrası 7. Ferdinand’ ın uygulamaya koyduğu mutlakiyet yönetiminde ipek ticareti de zora girmiş. 1898 yılına kadar endüstrileşme yaşanmış.
Bu tarihten sonra yine derin çalkantılı bir döneme girilmiş ve General Franko 1939’ da Valencia’ yı İspanya’ nın tarım başkenti haline getirmiş. 1975 yılındaki reformlardan sonra otonom idare başkenti haline gelen Valencia hızla gelişmiş ve aynı zamanda bir turizm merkezi olma şansını da yaratmış.
Günümüzde Valencia otonom bölgesinin başkenti olan kent, İspanya’ nın üçüncü büyük şehri ve büyük bir de ticaret limanı var. Eski şehri bezeyen pek çok tarihi yapının yanısıra 1957 yılında yaşanan Turia nehri taşkınından sonra yatağı değiştirilen nehirden kalan eski yatak alanı üzerinde inşa edilmiş bir modern şehir var. Mimar Santiago Calatrava ve Mimar Felix Candela tarafından tasarımı yapılan bu kompleks yapı, aslında bir eğlence merkezi olarak düşünülmüş. 1994 yılında yapımına başlanan ve 1998 yılının Nisan ayında açılışı yapılan kompleks pek çok yapıdan meydana geliyor. L’Agora, L’Hemisferic ve L’Oceanografic bunlardan bazıları. Valencia halkı tarafından başlangıçta çok garip karşılanan mimari tarz, günümüzde büyük oranda kabul görmüş gibi…
Valencia mutfağı:
Valencia’ lılar her tür gıda ürünlerini merkez halden almayı çok seviyorlar. Burada pazarlanan ürünler hem çok taze, hem de ucuz. İspanya’ da çoğu yerde rastladığımız “paella” burada da yapılıyor, hem de üç çeşit. Deniz ürünleriyle, et ürünleriyle (tavşan ve tavuk eti dahil) ve karışık. Güveç yemekleri burada da seviliyor. En bilineni, pirinç eşliğinde mürekkepbalığı, pancar, karnabahar ve ıspanak ile yapılanı.
Fideua, deniz ürünleri ve makarna ile yapılan bir yöresel yemek.
Hervido, domates sosu , patates ve yeşil fasulye ile yapılan ve sevilen bir başka ev yemeği.
“Cava” bu bölgede çok sevilen bir içecek. Bir tür köpüklü şarap. Bunun portakal suyu ile karıştırılmasıyla elde edilen bir başka içecek ise “agua de Valencia” adını almış.
Valencia’ da görülecek yerler:
Museo de Bellas Artes San Pio 5
Belediye sergi sarayı
Palacio del Margues de Dos Aguas (müze)
Mercado Central
Puerta del Mar
Estacion del Norte
Torres de Serranos
Valencia Katedrali
Fuente de Neptune Basilikası
Cıty of Arts and Sciences