• English Version
  • Hakkında

GEZMECİLER

~ Gezilen, görülen, tadılan güzelliklerin paylaşıldığı bir site

GEZMECİLER

Tag Archives: Bursa

Bodrum-Kos

27 Cumartesi Nis 2013

Posted by Erhan Ergün in Türkiye, Yunanistan

≈ Yorum bırakın

Etiketler

Bitez, Bodrum, Bursa, Gümüşlük, Istanbul, Izmir, Lake Bafa Nature Park, Turgutreis, Turkey, Yalıkavak

Yokuş başına geldiğinde Bodrum’ u göreceksin,

Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin,

Senden öncekiler de böyleydiler,

Akıllarını hep Bodrum’ da bırakıp gittiler…

Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı)

Bodrum

Bodrum, fazla söze gerek bırakmayacak kadar bilinen, gidilen, yaşanılan ve zevk alınan bir tatil yöremiz. Hatta son zamanlarda yabancılar tarafından da yaşam yeri olarak seçilmeye başladı. Başladı başlamasına ama, bu kadar yüksek talep bu mega sahil kasabası için iyi mi oldu, kötü mü? Sorunun cevabını sizlere bırakıyorum.

Bodrum kalesi ve limanı

Şimdi bu yöremizi ana hatlarıyla belki de hiç görmeyenler için tanıtmaya çalışacağım.  Bodrum’ a kara ve hava yoluyla ulaşmak en çok tercih edilen seyahat türleri. Kara yoluyla İstanbul’ dan geliyorsanız Yalova, Bursa, Balıkesir, Akhisar, İzmir ve oradan O31 İzmir-Aydın otoyolunu takiben Söke çıkışını kullanarak önce D525 yolu ile Bafa gölü kenarından geçip, Milas’ ta D 330 yoluna girerek Havaalanı kavşağı ve Güvercinlik üzerinden  Torba kavşağına geliyorsunuz. Burada yol üçe ayrılıyor; Doğru giderseniz 3 km sonra Bodrum merkezdesiniz. Sağa ayrılırsanız sırasıyla Torba, Göltürkbükü, Gündoğan, Yalıkavak, Gümüşlük, Turgutreis ve Akyarlar üzerinden Ortakent’e gelip tekrar Bodrum’ a ulaşırsınız.  Sola ayrılırsanız da, Kızılağaç üzerinden Yalıçiftlik’ e oradan da Alman Koyu’ na gelirsiniz, ki burada birkaç büyük tesis (Clup Med, Hapimag Sea Garden, Valtur Bodrum Park) vardır. Bu yoldan sahile doğru değil de Çiftlik köyü yönüne devam ederseniz de, Mumcular’ a ya da Mazıköy, Ören ve Akyaka’ ya gidebilirsiniz.

Bafa Gölü, Kapıkırı

Bu yerleşimlerden Akyarlar, Ortakent, Bitez, Bodrum, Yalıçiftlik, Alman Koyu, Mazıköy, Ören ve Akyaka güney’ e, Yalıkavak, Gümüşlük ve Turgutreis batıya, diğerleri kuzeye cephelidir. Bodrum ile bu yerleşimler arasında düzenli dolmuş seferleri yaz mevsiminde daha sık olmak üzere her zaman mevcuttur. Havaalanı ile Bodrum arasında da yine düzenli servis otobüsleri hizmet vermektedir.

Bodrum, günbatımı

Bodrum’ a gitmek için ideal mevsim yaz olarak bilinmekle birlikte, bunu Mayıs- Kasım aralığı olarak genişletmekte fayda var. Özellikle kalabalıktan çok hoşlanmayanlar için Mayıs, Haziran, Eylül, Ekim ve Kasım ayları önerilir. Temmuz ve Ağustos ayları hem dış hem de iç turizmin tavan yaptığı dönem olduğu için erken rezervasyon (hem kalacak, hem de yiyecek yer açısından) şarttır. Fast food konusunda ise hiç sıkıntı yaşamazsınız. Konaklama ve fast food dışında beslenme konularında pek çok yurt dışı tatil cennetini bile geride bırakabilecek fiyat seviyelerinin olduğu bu yöremizde yüksek sezonda trafik sıkıntısı yaşanır ve bol kazalar olur. Yine bu dönemde kimi yerlerde denize girerken su kirliliği ile karşılaşmanız ise sürpriz olmamalı…

Bodrum

Bodrum ile Yunanistan’ ın Kos adası arasında düzenli tekne seferleri vardır. Buradan Datça’ ya da feribot çalışmaktadır. Ayrıca günübirlik gezinti tekneleriyle değişik koylarda denize girip hoş vakit geçirmek mümkün. Uzun süreli “mavi yolculuk” yapmak da tercih edilen bir başka dinlence türü.

Bodrum, tarihçi Heredot’ a göre Dorian’ lar tarafından kurulmuş, sonra Karyalılar ve Lelegler gelip yerleşmişler. MÖ 650 yılında Megaralılar gelmiş ve adını Halikarnassos olarak değiştirmişler. MÖ 386 yılında Perslerin yönetimine giren Bodrum, MÖ 192 yılında da Romalıların kontrolüne geçmiş. Sonraları Bizanslıların, St. John Şövalyelerinin ve nihayet Osmanlıların idaresine geçen şehir, bu günkü adını Cumhuriyetin ilanından sonra almış.

Bodrum Kalesi, 1406-1523  yılları arasında St. John Şövalyeleri tarafından inşa edilmiş. Üzerinde bulunduğu kayalık arazi aslında önceleri bir ada iken, sonra doldurulmak suretiyle karayla birleşmiş. Günümüzde Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak hizmet veriyor. Kalenin iç avlusunda yörenin tüm ağaç ve çiçeklerinden örnekler görmek mümkün.

Bodrum kale girişi

Bodrum merkezden Turgutreis yönünde ilerlerken hemen yolun sağ tarafında Göktepe’ nin yamacında antik tiyatroyu görebilirsiniz. MÖ 300 yılına kayıtlı 13,000 kişilik kapasiteye sahip tiyatroda sezon içinde çeşitli konserler düzenlenmektedir.

Bodrum’ a otomobiliniz ile gidiyorsanız Bafa gölü kenarından geçerken solunuzda bazı kahvaltı durakları göreceksiniz. Bafa ilçesi içinde de çok var, tavsiye edilir. Ayrıca Bafa ilçesi içinden Kapıkırı köyüne giden bir yol da mevcut. Kısa ve dar fakat düzgün bir yol, Kapıkırı’ na geldiğinizde Kaya pansiyon ve Lokantası’ nı göreceksiniz. Dinlenmek ve yemek için uygun bir yer. İstanbul’ a dönerken evinizin zeytinyağı ihtiyacını da Bafa’da bulunan fabrikadan karşılayabilirsiniz.

Dünyanın yedi harikasından birisi sayılan Mavsolos’ un (Mozolus) mozolesi (mozole adı buradan gelmektedir) MÖ 353 yılında ölümünden sonra Bodrum’ da inşa edilmiş, depremler ve istilalar nedeniyle yıkılan ve harap olan mozolenin mermer taşları, daha sonra kalenin yapımında kullanılmış.

Çiftlikköy yolundan Mazıköy’ e ve Mazı sahiline gidebilirsiniz. Burası yapılaşmanın en azından şimdilik yasak olduğu, üç koyu olan gelişmemiş bir yöre ama arsa ve ev fiyatları uçuk. Buraya yakın bir başka yerleşim ise Çökertme. Burada da pansiyon ve lokantalar mevcut, Kaptanoğu pansiyon bunlardan birisi (tel 02525310177).

Alman koyunda su sporu

Bodrum’ u çok seven ünlü roman ve hikaye yazarımız Cevat Şakir Kabaağaçlı, 1890 yılında Girit’ te doğmuş, çocukluk yılları babasının görevi nedeniye Atina’ da geçmiş, Robert koleji bitirdikten sonra İngiltere’ de Oxford  üniversitesi’ nde tarih okuyup yurda dönmüş. İk evliliğini yaptığı İtalyan eşiyle bir süre İtalya’ da yaşadıktan sonra, 1914 yılında tabancasından çıkan bir kurşunla babası ölünce hapse girmiş. Yakalandığı verem hastalığı nedeniyle erken tahliye edilip daha sonra yazdığı bir yazı nedeniyle Bodrum’ a sürgüne gönderilmiş. Bodrum’ a olan tutkusu sürgündeyken başlamış ve hiç bitmemiş. 1973 yılında kaybettiğimiz yazarın mezarı Bodrum’ da…

Bodrum’ a giderseniz mutlaka yapmanızı tavsiye edeceğim şeylere gelince;

  • Kaleyi ve müzeyi gezin
  • Günübirlik tekne turu yapın
  • Gümbet’e ve Bitez’e gidip görün
  • Turgutreis’i, marinasını  ve Akyarlar’ı ziyaret edin
  • Ortakent’ e gidin, Palavra Restaurant’ ta (tel 02523586290) balık yiyin
  • Gümüşlük’ te balık yiyin (Mimoza Restaurant, tel 02522476117)
  • Yalıkavak çarşısını, pazarını görün, Balıkçı Hasan’ ın Deniz Lokantasında (tel 02523854242) deniz ürünlerinin tadına bakın, güneşi Yalıkavak’ ta batırın
  • Yalıçiftlik’e ve Mazıköy’ e gidin, Alman koyunu görün
  • Bodrum çarşısını gezin, deniz mahsullerini tadın, sahilde yürüyün ve dondurma yiyin
  • Pasaportunuz ve vizeniz varsa ve yanınızdaysa en azından günübirlik Kos adasını ziyaret edin
Yalıkavak pazarı
Alman Koyu
Bodrum Çarşısı
Sea Garden Manzara Restoran keyfi
Milas uyku vadisi
Bodrum Marinası
Sea Garden' da günbatımı
Alman koyunda tekneler
Gümüşlük, Bodrum
Çiftlikköy balıkçı koyu
Bodrum sahili
Bodrum Yalıkavak
Çiftlikköy'de lokanta
Yalıkavak pazarında gözlemeciler
Herodot heykeli, Bodrum
Club Flipper
Bu yemeğin adı "CIRIK" !
Yalıkavak koyu
Akhisar Ramiz' de salata
Bodrum limanı

KOS

Kos adası, ülkemize en yakın Yunan adalarından birisi (4km) ve deniz yoluyla kolay ulaşılabilen bir eski yerleşim.  Kalimnos ve Nisiros adaları arasında yer alan adaya ilk yerleşenler Carian’ lar (Karyalılar) ve Dorian’ lar MÖ 11.yy’ da adayı ele geçirmişler. Adada ipek üretimi eski çağlarda başlamış ve kadınların kontrolünde devam etmiş. Bulunduğu yer dolayısıyla tarihte pek çok volkanik olayın  etkisinde kalan ada, bu yüzden çok verimli topraklara sahip ve şarapçılık adanın bir diğer uğraşı alanı.

Port of Kos

Orta çağda Venedikliler adayı istila ettikten sonra 1315 yılında onu Rodos’ lu St. John şövalyelerine satmışlar. 1523’ te Osmanlılar adayı alıp 400 yıl kadar yönetmişler ve sonra 1912 yılında İtalya’ ya devretmişler.

Adanın merkezi sayılan Kos yerleşiminde antik çağda çok büyük bir agora varmış. Burası halkın toplandığı, ticaretin yapıldığı ve yönetimlere de ev sahipliği yapan bir yermiş. Şimdilerde aynı yerde büyük olmasa da şehrin merkezi konumunda bir açık alan var. Kos’ ta Platani adında ve genellikle Girit’ ten göç etmiş Türklerin yaşadığı bir mahalle de var.

Türkçe adı İstanköy olarak bilinen Kos adasına gelmek için Türkiye’ den iki ayrı noktadan tekne seferi var. Bodrum limanından ve Turgutreis limanından hareketle gitmek mümkün. Turgutreis daha yakın olduğu için daha kısa sürüyor. Ayrıca Avrupa’ dan ve Yunanistan’ dan hava yoluyla gitmek de olası.  Adaya geldiğinizde yanaşılan limanda bir kale var, bu kale St. John Şövalyeleri  tarafından 1315 yılında yapılmış. Tekneden inip pasaport ve gümrük işlemlerini tamamladıktan sonra (yüksek sezonda biraz uzun sürüyor) limanda sizi otel, pansiyon ve kiralık küçük otomobil, motorsiklet pazarlayan ve genellikle Türkçe bilen satıcılar karşılıyor. Önceden hiçbir bağlantınız olmasa da bu olanaktan faydalanabilirsiniz.

Agora`dabirakeyfi1

Adayı gezmek için oto ya da motor kiralamak iyi fikir. Bisiklet kiralayıp adayı gezmek ise ayrı bir keyif olabilir…Öte yandan hiçbirşey kiralamadan otobüs ile de adanın diğer yerleşimlerine gidip gelebilirsiniz.  Kos içerisinde de düzenli servis yapan bir eğlence treni mevcut. Bu tren ile Asklepieion’ daki hastaneye kadar gidip dönmek mümkün. Adanın diğer bölgelerinde temiz ve uzun kumsallı plajlar var. Bir gece kalmalı iki gün ada için yeterli bir süre. Akşam barlar sokağının  oldukça canlı olduğu söyleniyor.

Kos Tavernaları

Tarihte ün yapmış fizikçi ve hekim Hipokrat’ ın Kos adasında MÖ 460 yılında doğduğu rivayet ediliyor. Merkezde çok yaşlı bir Hipokrat ağacı ve sahilde de bir anıt mevcut. Ayrıca Hipokrat’ ın kurduğu bir tıp okuluyla bir de hastane mevcut.

Kos adasıyla diğer Yunan adaları arasında da feribot seferleri var. Örneğin Simi, Lakki, Nisiros, Tilos, Rodos, Kalimnos adalarına buradan gitmek mümkün.

Kos kale duvarları
Odeon, Kos
Hipokrat ağacı
Katolik kilisesi
Kos' ta modern kilise
Kos Liman içi
Osmanlı Camii, Kos
Kos Bisiklet yolları
Dönüş yolunda
Hipokrat heykeli
Şadırvan
Kos kalesi
Tarih gezisi
Kos
Tarihi kalıntılar
Kos marinası
Kos tekneleri

Bunu paylaş:

  • Facebook
  • Daha fazla
  • Twitter
  • E-posta
  • WhatsApp

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

Çeşme-Efes-Şirince

30 Cumartesi Mar 2013

Posted by Erhan Ergün in Türkiye

≈ Yorum bırakın

Etiketler

Alaçatı, Aya Yorgi, Çeşme, Çiftlikköy, Balıkesir, Balıklıova, Boyoz, Bursa, Efes, Ildırı, Izmir, Iıca, Kaplan Dağı, Kumru, Narlıdere, Ramiz, Sakızlı dondurma, Seferihisar, Selçuk, Susurluk, Tire, Un kurabiyesi, Urla, Yasa, Şirince

Bu defa Ege bölgesindeki üç güzel yöremizi görmek için İstanbul’ dan hareket ediyoruz. Radarımızda önce Çeşme ve yakın çevresi, sonra Efes ve Şirince var.  İlk rotamız  Eskihisar-Topçular-Yalova-Bursa-Susurluk-Balıkesir-İzmir ve Çeşme şeklinde oluştu. Bu güzergahtaki mola yerleri ise Susurluk Yasa tesisleri ve Akhisar Ramiz köftecisi idi. Neşeli bir yolculuk sonrasında ilk günün akşamında Çeşme’ ye ulaştık.

İlk tatil günümüzü dostlarımızla birlikte Çeşme’ nin  Aya Yorgi koyundaki meşhur Sole Mare plajına gidip bol bol denize girerek geçirdik. Yaz sezonu sırasında normalde buralarda yer bulmak pek olası değil, çok erken gelmek gerek ama artık sezon bittiği için kimsecikler kalmamış…

Alaçatı

Akşam yemeği için bu yöreyi iyi bilen dostlarımız Ildırı’ yı tavsiye ediyorlar ve birlikte oraya gidiyoruz. Çeşme’ den yola çıkıp kuzey batı yönünde sahile paralel ilerlerseniz önce Şifne’ den geçip sonra Ildırı (Ildır)’ ya ulaşıyorsunuz. Toplam  45 dakika uzaklıkta olan Ildırı şirin bir deniz kenarı yerleşimi. Balık ürünleri meşhur. Deniz kenarında yüzen ördekleri seyrederek nefis levrek (deniz) ızgara menümüzün keyfini çıkarıyoruz.

Sabah bisiklet sporunu takiben dönüş yolunda boyoz fırınına (Kumrucu Hüseyin Boyoz fırını, 5082 sokak Ilıca) uğrayıp fırından yeni çıkmış sıcacık kumru ve boyozlarımızı alıp güzel bir sabah kahvaltısı yapıyor ve yola çıkıyoruz.  İzmir-Aydın otoyoluna girip Selçuk levhasını görünce çıkıyor ve Tire yönüne devam ediyoruz. Tire’ ye varınca “Kaplan Dağı” levhasını takip ederek dağa tırmanmaya başlıyorsunuz ve yaklaşık bir buçuk km sonra yol bittiğinde sağınızda bir restoran beliriveriyor. Çok sevimli bir ailenin işlettiği bu “Kaplan Restoran” ın en önemli özelliği, yörede bulunan otlardan yapılan mezeleri. Aynı zamanda meşhur Tire kebabını da servis edebilen restoranda yüksek sezonda yer bulmak zor, telefon etmeden gitmemeniz tavsiye edilir (0232 512 66 52). Lokantanın çıkışında hemen bir kenardaki kiosk göze çarpıyor, burada yaşlı bir amca şifa ürünleri pazarlıyor.

DSC00031

Tekrar aşağıya indikten sonra Selçuk kasabası içinden geçip Şirince’ ye ulaşıyoruz. Tarihi yaklaşık 100 yıl olan adı üstünde şirin bir köy. Bursa’ nın Cumalıkızık köyünü ve biraz da Safranbolu’ yu hatırlatıyor.

Burada şarap üretimi yapılıyor. El işlerinin  de satıldığı köyde pek çok cafe-bar var ve şarap tadımı yaparak satın alabiliyorsunuz. Yalnız dikkatli olmak gerek, zira şarap tadarken şarhoş olunabilir…

DSC00037

Dönüş yolunda Çeşme’nin meşhur kumrucusu “Şevki” ye uğramayı da ihmal etmiyor ve günü bitiriyoruz.

İkinci sabah bisiklet turu bu defa Çeşme’ nin diğer tarafına, yani Çiftlikköy’ ün olduğu yana doğru. Burası Çeşme’ nin diğer bölgelerine göre daha az gelişmiş, daha doğrusu gelişmemiş (belki de böylesi daha iyi)…Çeşme merkeze yakın bir başka ziyaret adresi de “Bağevi”. Geniş bağların ortasında kurulu bir tesiste şarap üretimi ve pazarlaması yapılıyor. Görülmeye değer…

Bugün hava lodos ve oldukça sıcak. Akşamüzeri Ildırı’ ya gidip Manzara kafe’ de günbatımına karşı çayımızı yudumluyor ve enginarı bol olan bu dinlenme yerinden ayrılıp Balıklıova’ ya geliyoruz. Balıklıova küçük, hoş ve salaş bir balıkçı köyü, bulunduğu koy doğu’ ya bakıyor. Birkaç balık lokantasından en çok bilineni “Özal’ ın yeri” (tel:Urla 7755376). İzmir’ den kalkıp buraya balık yemeğe gelenler var. Günün her saati, sezon dışında bile masalar dolu. Özellikle kalamar tava ve barbun tava tavsiye edilir. Bu köyün bir başka özeliği de meşhur un kurabiyesi. Lokantanın çapraz karşısındaki fırından taze kurabiyelerinizi almayı, hatta balığın üzerine birazını yemeyi ihmal etmeyin…

 DSC01148

Sabah Çeşme-Alaçatı Babayadigarı restoranının (hurmalık mevkii Alaçatı tel 02327168259) dinlendirici bahçesinde muhteşem bir kahvaltı yaptıktan sonra yola koyulup otoyoldan İzmir yönünde ilerlerken Seferihisar’ a doğru çıkıp Selçuk’ a gidiyoruz. Hava çok sıcak fakat Efes harabeleri görece tenha. Tam bir açık hava müzesi olan harabeleri büyük bir hayranlıkla geziyor ve bilgi alıyoruz. MÖ 6000 yılında kurulan kentin Hititler zamanında adı Apasas imiş. MÖ 1050 yıllarında Yunanistan’dan gelen göçmenler de burada yaşamaya başlamış. MÖ 560 yılında kent, Artemis tapınağı civarına taşınmış. Bugün gezip gördüğümüz kent ise, MÖ 300 yıllarında Büyük İskender’ in generallerinden Lysimakhos tarafından bir liman kenti olarak kurulmuş. Nüfusu o zamanlar 200,000 civarıymış. Bu gezimizde bizi en çok etkileyen, “yamaç evler” oldu. Mutlaka görülmesi gereken bu yeni kazı alanı çok iyi korunuyor ve o dönem mimarisi hakkında çok iyi fikir veriyor.

Dönüş yolunda Urla tarafına da giriyor ve Urla’ yı, rahmetli Tanju Okan’ ın memleketini,  İskele’ yi ve güzel balıkçı koyunu, çevredeki birkaç şirin yerleşimi de gördükten sonra Çeşme’ye ulaşıyoruz.

Efes antk kenti
Yamaç evler
Efes antik kenti
Yamaç evler
Efes antik kentinde kütüphane
Efes antik kenti

Sabah İzmir otoyolunda ilerlerken Seferihisar çıkışından Güzelbahçe tarafına dönüp sahile ulaşınca sol yapıyor ve Altınoluk tesisinde güzel bir köy kahvaltısı yapıyoruz. Sahil yolunu takiben İzmir üzerinden Balıkesir’ e gelip, merkez çarşıda mola veriyor ve “kapalı hal” den peynirlerimizi satın alıp yola devam ediyoruz. Bursa Botanik bahçesi son durak yerimiz. Eski Osmanlı evleri tarzında restore edilmiş tesislerin olduğu yerde İskender kebapçısında mola veriyor ve karnımızı doyurup evin yolunu tutuyoruz.

Alaçatı
Balıklıova
Bağevi heykeli
Alaçatı sokakları
Alaçatı vitrini
Urla marinası
Dalyan
Kaplan dağı şifacısı
Meşhur dondurmacı
Çeşme sahili
Bursa Botanik bahçesi
Babayadigarı' nda kahvaltı
Ildırı' da dolunay
Ildırı ördekleri ve Gümüş
Babayadigarı hatırası
Alaçatı akşamı
Ildırı' da günbatımı
Kumrucu Şevki
Kaplan Restaurant
Mordoğan' dan Ege denizi
Bursa Botanik Bahçesi İskender
Çeşme
Kaplan Restaurant
Ildırı sahilinde
Urla
Çeşme Bağevi
Alaçatı' da restore edilmiş bir ev
Bağevinin bağları
Dalyan
Çeşme Çiftlikköy
Çeşme

Bu seyahatimizde toplam katedilen mesafe: 2,000 km

Bunu paylaş:

  • Facebook
  • Daha fazla
  • Twitter
  • E-posta
  • WhatsApp

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

Bursa-İnegöl-Eskişehir gezisi

23 Cumartesi Mar 2013

Posted by Erhan Ergün in Türkiye

≈ Yorum bırakın

Etiketler

Balkan, Bursa, Eskişehir, Istanbul, Köfte, Mobilya, Odunpazarı, Pendik, Turkey, Yalova, İnönü, İnegol

7Nisan 2008 Pazartesi

Sabah 08.30′ da dostlarımızla Suadiye’ de buluşup 09.30 feribotuyla Pendik’ ten Yalova’ ya geçtik. Hava şimdilik kapalı ve yağmurlu. Bu defaki seyahatimiz Bursa, İnegöl ve Eskişehir’ i kapsıyor. Bursa’ da fazla oyalanmadan (çünkü bu şehrimizi ve civarını bir başka yazımın konusu yapacağım…) İnegöl yönüne saptık ve merkeze gelince arabamızı parkedip yayan olarak şehir turu yaptık. Karnımız acıkınca da, en meşhur köfteciyi sorduk, çarşı içinde “Beşler” köftecisi olduğunu öğrenip, İshakpaşa camii ve külliyesinin hemen karşısındaki bu küçücük dükkanda meşhur inegöl köftesinin tadına baktık. Sadece köfteler değil, aynı zamanda yanında sundukları baharatlı ve acılı soslar, piyaz salatası ve soğuk içecekler de gerçekten tavsiye edilir…

İnegöl, Bursa’ nın en büyük ilçesi ve Kafkas, Balkan ve Anadolu göçmenlerinden oluşan bir yerli halkı var. Tarihi 5000 yıllık olan bu yörede tarih boyunca Lidyalılar, Britanyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar hüküm sürmüşler. Çitli maden suyu, Oylat kaplıcaları ve Osmanlı donanmasına hizmet eden kereste imalathaneleri ile meşhur bir yöremiz. Günümüzde mobilyacılık sektörü, kasabanın ekonomisini canlı tutmaya devam ediyor.

İnegöl şehir meydanı
İnegöl İshakpaşa camii
Pendik' ten hareket
İnönü camii ve inler mağaraları
İnönü İnler mağarası
İnegöl İshakpaşa külliyesi ve camii
Bursa botanik parkı
Bursa botanik parkı laleler
İnegöl Besler köftecisi
İnegöl Beşler köftecisi
İzmit körfezinde günbatımı

Tekrar yola koyulup saat 14.00 te Eskişehir’ e vardık. Atışkan otelde yer olmadığı için Arslan otele yerleşip çıktık ve yağmurda şehri dolaşmaya başladık. Anadolu Üniversitesi kampüsü, Türkiye’ nin üçüncü büyük kampüsüymüş. Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Porsuk nehri boyunca şehre bir Avrupa kenti görüntüsü verecek önemli yapılaşmalara imza atmış. Nehrin iki kıyısı dışında kalan diğer yerleşimler herhangi bir Anadolu şehrinden farklı olmasa da, bu bölge, genç üniversite öğrencilerinin de katkılarıyla göz dolduruyor. Bölgenin hemen her yerine dağılmış bronz heykelller, rengarenk köprüler, Belediye ve Valilik binaları, tramvay sistemi diğer Anadolu şehirlerine, hatta İstanbul’ un bazı semtlerine örnek olabilir…

Çarşıyı dolaşırken sohbet etme fırsatı bulduğumuz lüle taşı imalatçıları ise çok dertli. Fiyatların düşük, buna karşın işçilik maliyetinin yüksek olması onları bezdirmiş. Üstelik bir de imitasyon lüle taşı çıkmış piyasaya…

Akşam yemeğimizi, kampüse yakın bir yerdeki “Biyer” isimli lokantada yiyoruz. Otele dönerken gece geç vakitte bile nehir civarının canlı olduğu gözleniyor.

8 Nisan 2008 Salı

Sabah otelden ayrılıp, çiğ börek  evini arıyor ve sorarak buluyoruz (Atatürk Bulvarı No:99).  Aslında bu böreğin adında bile henüz mutabakat sağlanamamış. Biz hep “çiğ börek” olarak bildik, fakat herşeyden önce çiğ değil, pişmiş. Dahası, Kırım Tatarlarının bu meşhur yemeği (ki Rusya’ nın Kırım bölgesinde yaptığım iş seyahatlerimden birisinde ziyaret ettiğim Bahçesaray – Bakhchysarai – köyünde de aynen pişirip tüketiyorlar) için doğru ismin, Kıpçak lisanında “lezzetli” anlamına gelen “şı” öneki kullanılarak “şıbörek” olduğu söyleniyor. Bunlarla yetinmeyip, “şır börek”, “çibörek” gibi versiyonlar da türetilmiş.

Böylece, hamur işi ve çay ile kahvaltımızı yapıyoruz. Sonraki durağımız Odunpazarı. Burası restore edilmiş Osmanlı tarzı eski evlerin bulunduğu bir mahalle. Bazılarının içinde de sergiler var. Bir tanesini, içinde cam ve vitray ürünlerden oluşan sergi bulunanı geziyoruz. Bu mahallede ana meydan üzerinde bir de Atatürk müzesi var. Eski fotoğraflar, Atatürk’ e ait eşyalar ve eski gazete haberleri sergileniyor. Dolaşırken yanınızda bilgi vermek amacıyla görevli bir personel de yardımcı oluyor ama ne yazık ki benden başka gezen yoktu…

Eskişehir’ in tarihi hakkında yazılabilecek pek çok şey var. Günümüzde artık internet sayesinde bu bilg’lere ulaşmak çok kolay. Ancak, diğer bazı Anadolu şehirlerinin belediyelerinin web sitelerindeki bilgilerle karşılaştırıldığında,  Eskişehir Belediyesi’ nin web sitesi göz dolduruyor. Başındaki idarecilerin ciddi ve detaylı yaklaşımlarının bir sonucu olarak ortaya çıkan bu  güzel kaynak, aşağıda sunduğum link tıklanarak değerlendirilebilir;

http://www.eskisehir-bld.gov.tr/eskisehir_tarihce.php

Saat 11.45′ te Eskişehir’ den ayrılıp İnönü yöresine doğru gidiyoruz. Burada çok şey görebilmeyi umuyoruz, fakat meydan savaşının olduğu alanla ilgili beklentim boş çıkıyor. Hem bilgilendirme levhası eksiği var (belki geçen zaman içinde tamamlanmıştır), hem de altyapı noksan. Mağaraları ve uzaktan şehitliği görüp geçmek zorunda kalıyoruz, çünkü şehitliğe giden yol ne yazıktır ki ham toprak…

Dönüş yolunda Bursa Botanik Bahçesi’ ndeki İskender Restoran mola yerimiz oluyor. Nefis iskender sonrası hazım yürüyüşü için dinlendirici ve huzur dolu bakımlı bahçe bulunmaz bir nimet (yazın hafta sonları  böyle olmadığını tahmin etmek zor olmasa gerek)…

Eskişehir belediyesi
Eskişehir odunpazarı evleri 6
Eskişehir odunpazarı evleri 9
Odunpazarı, Eskişehir
Cam ürünler
Eskişehir Tepebaşı Belediyesi
Eskişehir Reşadiye camii
Eskişehir çarşısı
Eskişehir odunpazarı evleri 1
Eskişehir Atatürk müzesi
Eskişehir'de meydan kahvesi
Cam ürünler
Eskişehir heykelleri
Eskişehir odunpazarı müzeevi içi

Bunu paylaş:

  • Facebook
  • Daha fazla
  • Twitter
  • E-posta
  • WhatsApp

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

yazar

seyahat etmeyi sever, güzellikleri görüntüler, değişik lezzetleri tadmaktan hoşlanır, doğa aşığıdır, bisiklet tutkunudur.

İzlenme sayısı

  • 213.805 tık

Bu blogu takip etmek ve yeni yazı yayınlandığında e-posta ile bilgilendirilmek istiyorsanız e-posta adresinizi yazıp "takip et" butonunu tıklayın.

“BİSİKLET” İÇİN RESME TIKLAYIN..

Da Vinci Bisiketi, 1860

“FOTOĞRAF” İÇİN RESME TIKLAYIN

Dancing of the Clouds

SEYAHAT

“Travel makes one modest, you see what a tiny place you occupy in the world” — Türkçesi: "Seyahat insanı alçak gönüllü yapar, çünkü aslında dünyada ne kadar küçük bir yer işgal ettiğinizi görmenizi sağlar" --- Gustave Flaubert

PEK YAKINDA

Olumsuzluklarla dolu koca bir 2017 yılını geride bıraktıktan sonra yine birlikteyiz. Yazı akışında meydana gelen aksamalar için özür diliyorum. Kaldığımız yerden olmasa da ziyaret etmiş ya da edecek olduğum yerlere ait bilgileri 2018 yılı boyunca sizlerle keyifle paylaşacağımı umuyorum. Bakalım Amsterdam' dan sonra sırada ne var?. İzlemeye devam edin...

SON YAZILARIM

  • Buenos Aires
  • 2019′ a merhaba…
  • Atina (Athens)
  • YouTube’da “Vanotek feat. Hevito – Viajero | Official Video” videosunu izleyin
  • Dresden “Elbe üzerindeki Floransa…”
  • AMSTERDAM
  • Kuzey Britanya’ nın yıldızı, Edinburgh…
  • Nördlingen ve Harburg
  • Dinkelsbühl ve Wallerstein
  • Schillingsfürst ve Feuchtwangen
  • Bologna, kızıl cazi0be…
  • Viyana, Avrupa’ nın müzik başkenti…
  • Rothenburg ob der Tauber
  • Weikersheim, bir Rönesans klasiği…
  • Bad Mergentheim, Romantik Yol’un kaplıcası…
  • Tauberbischofsheim ve Lauda-Königshofen
  • Wertheim
  • Würzburg, Romantik Yol’a açılan kapı…
  • Heidelberg, “Romantik Yol” un ilham perisi…
  • “Romantik Yol” da bir sonbahar gezisi…
  • PARİS’ te SON TANGO…
  • ERDEK
  • Kaz Dağları, bölüm 1
  • Ayvalık’ ta hoş bir dinleti…
  • Yeni bir gün daha…
  • Brüksel
  • Yeni Yıl Kutlaması
  • Kavala
  • Freiburg
  • Varenna
  • Luzern (Lucerne)
  • Londra (2)
  • Padova
  • Bratislava
  • Nice
  • Besancon
  • Sorrento
  • Lyon
  • Prag
  • Pisa
  • Budapeşte
  • Viyana
  • Venedik
  • Estergom
  • Siena
  • Salzburg
  • Strasbourg
  • Hoş geliyor (mu) sun 2014…(?) !
  • Verona
  • Londra

ZAMAN TÜNELİ

Ocak 2021
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728293031
« Nis    

“DEVR-İ PEDAL” ARTIK YAYINDA…

BİSİKLET tarihini ve gelişimini anlattığım, bisikletin insan yaşamına katkısını farklı boyutlarıyla kaleme aldığım yazılarım, "Devr-i Pedal" isimli blogumda yayınlanmaya devam ediyor. Yukarıdaki "Bisiklet için resme tıklayın" penceresindeki resme tıklayarak bu blogumu ziyaret edebilirsiniz.

TAKİP ETTİĞİM BLOGLAR

  • GEZMECİLER
  • Zeliha Özer
  • EpicuriousTravelers.com
  • sarahmatthews
  • Tamarind and Thyme
  • The WordPress.com Blog
  • cyclingfurther
  • Lrntn's Blog
  • Steve McCurry Curated
  • The Kitchen Crashers

KATEGORİLER

Almanya Amerika Avrupa Avusturya Fransa Güney Amerika Hollanda Kutlama Merhaba Türkiye Uncategorized Yunanistan İngiltere İspanya İtalya

Daha Fazlası

Alexandropolis Almanya Amalfi Ancona Atina Augustus Ayvalık Barok Bellagio Bergamo Bologna Brescia Brindisi Buda Bursa Como Edirne Elisabeth Florence France Genova Granada Greece Grinzig Habsburg Hohenlohe Hırvatistan Istanbul Italy Izmir Kavala La Turbie Lecco Limoncello Ljubliyana London Lyon Magyar Malaga Menton Monaco Monte Carlo Mozart Napoleon Napoli Nürnberg Olympia Padova Palio Perugia Peşte Pire Plovdiv Positano Regensburg Rimini Roma Sabah Salerno Salzburg Slovenya Sorrento Spain Strasbourg Tauber Thessaloniki Travel and Tourism Turkey valencia Venedik Verona Vezüv Visegrad Zeus İpsala

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

GEZMECİLER

Gezilen, görülen, tadılan güzelliklerin paylaşıldığı bir site

Zeliha Özer

Marmaris'ten Adriyatik Denizine Yelkenle Dolaşmak Üzerine...

EpicuriousTravelers.com

Sip. Savor. Explore.

sarahmatthews

Tamarind and Thyme

Cooking and Eating Well in London Without Going Broke

The WordPress.com Blog

The latest news on WordPress.com and the WordPress community.

cyclingfurther

2 Belgians Cycling from Hungary to the chinese border across Central Asia!

Lrntn's Blog

Photo and travel blog

Steve McCurry Curated

Steve's body of work spans conflicts, vanishing cultures, ancient traditions and contemporary culture alike - yet always retains the human element.

The Kitchen Crashers

Seda ve Hakan’ın Mutfak, Seyahat ve Fotoğraf Maceraları…

Vazgeç
loading Vazgeç
Yazı gönderilemedi - e-posta adreslerinizi kontrol edin!
E-posta kontrolü başarısız oldu, lütfen bir daha deneyin.
Üzgünüm, blogunuz yazıları e-posta ile paylaşamıyor.
Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası
%d blogcu bunu beğendi: