Etiketler
Antoni Gaudí, Autonomous Communities, barcelona, Barcelona City, Casa Batlló, Catalonia, Catalunya, Costa Daurada, Gaudi, Park Güell, Spain, Travel and Tourism, valencia
İspanya denilince akla ilk gelen şehirdir Barcelona. Başkent Madrid bile daha sonra hatırlanır. İspanya’ nın spor kültürü bir hayli derin ve Barcelona 1992 yılında yaz olimpiyat oyunlarına da başarıyla ev sahipliği yaptığı için gönüllerde yer etmiş bir kent. Catalunya eyaletine başkentlik yapan şehirle gurur duyuyor Katalan halkı.
Barcelona, modernizm akımının etkisinde gelişen şehir planlamasına güzel bir örnek oluşturuyor. Antoni Gaudi adı söylendiği zaman bu akımın önderi saygıyla anılıyor her yerde. Akdeniz kıyısında ılıman bir iklim kuşağında yer alması, Fransa sınırına yakınlığı, verimli topraklarıyla önemli bir ticaret merkezi aynı zamanda Barcelona. Şimdi bu kentin tarihine biraz göz atalım.
MÖ 3. Yüzyılda Kartacalılar tarafından ilk yerleşim oluşturulmuş. MÖ 1. yüzyılda Barceno kolonisi bu bölgede yaşamaya başlamış. MS 2. ve 3. yy’larda ise Roma devri yaşanmış. 5.yy’da Vizigotlar gelip yerleşmişler ve burayı kendilerine başkent yapmışlar.
8. yy’da Araplar Katalonya’yı ve kenti istila etmişler. 801 yılında Frank’ lar şehri ele geçirmişler ve Kral büyük Charles, Araplara karşı savunma hattı oluşturmak üzere Barcelona’ yı başkent ilan etmiş. 988 yılında 2. Borell ilk otonom idareyi kurmuş ve böylece bağımsız Fransız Krallığı’ nın yolunu açmış.
1137 yılında Katalan kontu 4. Berenguer’ in Aragon kraliyetinden Petronilla ile evlenmesi, iki bölge arasında ilişkileri kuvvetlendirmiş. Bu güç, Napoli ve Sardunya adasına kadar uzanmış.
1213-1276 yıllarında 1. Jaume döneminde ekonomik değer kazanan Barcelona, Balear adalarının Valencia’ nın, Menorca ve Mallorca’nın Araplardan geri alınmasıyla daha da önem kazanmış.
1347 yılında 400 yıl sürecek olan Katedral inşaatı başlamış. 1469’ da Aragon’lu 2. Fernando ile Kastil’li İsabella’ nın evlenmesiyle oluşan Hristiyan gücü, 1492 yılında Granada’ nın Araplardan geri alınmasına giden yolu açmış. Ancak bu, Barcelona’ nın değerinin azalmasına da neden olmuş.
İspanya ile Fransa arasında meydana gelen otuz yıl savaşları sırasında Kastilya kralı 4. Felipe, Katalonya’ da konuşlandırılan İspanya kuvvetlerinin tüm erzak gereksinimlerinin Katalanlar tarafından sağlanmasını buyurması ile ortaya çıkan hizip çığ gibi büyümüş ve isyana dönüşmüş. İsyan başlar başlamaz Barcelona’ ya hakim Montjuic tepesinde kale inşa edilmiş ve 26 Ocak 1641 tarihinde Kastilya’lı istilacılar kalede yenilgiye uğratılmış.
13. Louis Barcelona kontu ilan edilmiş ve yetkileri tüm Katalonya’ yı kapsayacak kadar genişletilmiş. Pirene anlaşmasıyla Fransa Katalonya’ dan vazgeçmiş, Fransa’ nın güneyindeki Roussillion ise Fransa’ da kalmış. Böylece günümüzde de devam eden Katalonya’nın ayrılması fikrinin fitili ateşlenmiş.
1701-1714 yılları arasında süren İspanya savaşları sırasında Katalanlar Habsburg’ları desteklemişler ve 11 Eylül 1714 tarihinde savaş bittiğinde Katalonya özerk idare yetkisini kaybetmiş, kapütilasyonlar başlamış.
1808-1814 döneminde süren İspanya bağımsızlık savaşında Napoleon’ un orduları Barcelona’nın büyük bölümünü yakıp yıkmış.
1888 yılında ilk dünya fuarı Barcelona’ da düzenlenmiş. 1914 yılında Katalanların elde ettiği eyalet yönetimi yetkisi, 1925 yılında askeri idarece geri alınmış. 1929 yılında ikinci dünya fuarı Montjuic tepesinde yapılmış. 1932 yılında Katalonya’ nın elde ettiği otonom idare yetkisi iç savaşların sonunda 1939 yılında General Franco tarafından geri alınmış. İdarenin başkanı öldürülmüş, Katalan dili ve yaşam tarzı baskı altına alınmış. 11 Eylül 1977 tarihinde düzenlenen büyük bir sokak gösterisiyle 1,5 milyon Katalan merkezi yönetime karşı durmuş ve yeniden özerk olma isteklerini dile getirmişler. 1979 yılında otonom yönetime tekrar geçilmiş. 1986 yılında İspanya’ nın Avrupa Birliği’ ne katılmasının ardından 1992 yılında Barcelona’ da Olimpiyat oyunları yapılmış. 2004 yılında Barcelona’da boğa güreşleri yasaklanmış. Bunu takiben yasak, 28 Temmuz 2010 yılında tüm Katalonya’ ya yayılmış. 25 Eylül 2011 tarihinde Katalonya’da son boğa öldürülmüş.
7 Kasım 2010 tarihinde papa 16. Benedict Sagrada Familia’ nın açılışını yapmış. Böylece bu yapı, kilise olmaktan çıkıp Bazilika statüsüne kavuşmuş.
Bir zamanlar iş hayatında aktifken çalıştığım grubun temsil ettiği otomotiv markalarından birisi olan Seat’ ın fabrikası da bu şehre çok yakın Martorell kasabasında. Bu nedenle tarihte sıkça ziyaret ettiğim bu güzel Akdeniz kentine insanlar neden gidiyorlar?
-Gaudi’ nin eserlerini görmeye, tarihi yerlerini gezmeye,
-Oldukça gelişmiş tıp uygulamalarından faydalanmaya (Barcelona Centre Medic-BCM),
-Yaz tatili yapmaya,
-Bol ve kaliteli deniz ürünlerini tadmaya,
-Spor karşılaşmalarını izlemeye ve tesislerini görmeye,
-Yakındaki güzellikleri (Girona, Figueres, Costa Daurada, Tarragona) keşfetmeye.
Barcelona ve yakın çevresi hakkında bilgi alınabilecek iyi bir kaynağın adresi:
Barcelona, tarihte dokumacılık konusunda ün yapmışken, günümüzde otomotiv, metal, kimya, tekstil, farmakoloji ve makine üretimi gibi alanlarda eyaletin sahip olduğu yatırımların dörtte üçünü bünyesinde barındırıyor.
Barcelona’ da mutlaka görülmesi gereken yerler:
– Park Güell
– Palau Güell
– Casa Mila
– Casa Vicenz
– Sagrada Familia
– Casa Batllo
– Palau de la Musica Catalana
– Hospital de Sant Pau
– Montjuic tepesi ve kale
– Olimpiyat stadı ve tesisleri
– Barcelona Katedrali
– La Rambla
Barcelona Mutfağı:
Bu güzel Akdeniz şehrinde et, balık ve sebzeyi aynı tabakta bulabilirsiniz. Vejeteryan menülerini bir yana koyarak, çok sevilen bazı et ve balık yemeklerinden bahsedeceğim.
Esqueixada: İspanya’ da çok bilinen bir balık olan “Bacalhao” yani morina balığı tuzlanmış olarak saklanıyor ve servis edilmeden önce bol suyla yıkanıyor. Bu bir salata tabağı. Biber, domates ve soğan doğranıp üzerine kırmızı üzüm sirkesi gezdiriliyor, yıkanmış ve dilimlenmiş morina balığı eklenip zeytinyağı eşliğinde sunuluyor.
Fideuas: Bu aslında bir paella yemeği, tek farkı pirinç yerine kısa makarna kullanılması.
Suquet de Peix: Günün balığı kuşbaşı doğranıp patates ve domates ile sarımsak eşliğinde güveçte pişiriliyor.
Escudella: Yine bir güveç yemeği. Kuşbaşı et, fasulye, lahana ve bazen makarna ilave edilerek fırında pişiriliyor.
Embutidos: Bu da islenmiş ve kurutulmuş değişik etlerin bir tabakta sunulmasından oluşan bir yemek.
Crema Catalana: yumurta sarısı ve şekerle yapılan, Fransızların krem karameline benzeyen, üzerine kimyon serpilerek servis edilen basit ama çok lezzetli bir tatlı.
Önemli not: La Rambla caddesi üzerinde denize doğru inerken sağdaki La Boqueria food Market’ e mutlaka uğramanızı öneririm. Burası hem her tür gıdayı çok taze bulabileceğiniz, hem de karnınızı yöresel yemeklerle çok ucuza doyurabileceğiniz bir yer. Afiyet olsun…