• English Version
  • Hakkında

GEZMECİLER

~ Gezilen, görülen, tadılan güzelliklerin paylaşıldığı bir site

GEZMECİLER

Tag Archives: Middle East

Serhat şehri Edirne

02 Cumartesi Mar 2013

Posted by Erhan Ergün in Türkiye

≈ 3 Yorum

Etiketler

Arda, Balkan Savaşı, Ciğer Tava, Edirne, Fatih Sultan Mehmet, Hagia Sophia, Lokum, Mehmed II, Meriç Köprüsü, Middle East, Mimar Sinan, Mis sabun, Ottoman Empire, Tunca, Turkey, Şükrü Paşa

Hacı Adil Bey Çeşmesi
Meriç Köprüsü üzerinde Kitabe Köşkü
Lozan binası
Meriç Köprüsü üzerinden görünüş
Eski Edirne Garı
Kara tren
Meriç Köprüsü
Darüşşifa' da ebru sanatı
Üç şerefeli Cami'nin burmalı minaresi
2. Bayezit Külliyesi
Selimiye camii anakubbesi
Selimiye ve Mimar Sinan
Mimar Sinan heykeli
Nostaljik Kara tren
Darüşşifa talebe odası
Ali Paşa Çarşısı
Trakya Üniversitesi

Bugün “serhat şehri” Edirne‘ ye günübirlik bir seyahat gerçekleştireceğiz. Sabah erken saatlerde dostlarımızla İstanbul Suadiye sahil yolunda buluşuyor ve tur otobüsüyle yola çıkıyoruz.  TEM yolunu takiben üç saate yakın süren sakin ve rahat bir seyahat sonrası saat 10.00 sularında Edirne’ ye ulaşıyoruz. Hava kapalı ve yağmur yağıyor.

Yapmayı planladıklarımız:

  • Selimiye Camii ziyareti

  • Darüşşifa (2.Bayezit Külliyesi) ziyareti

  • Eski Cami, Edirne Bedesteni, Rüstem Paşa Kervansarayı ziyareti

  • Selimiye Arastası, Ali Paşa Çarşısı

  • Meşhur ciğerci Niyazi Usta’nın lokantasında öğle yemeği

  • Meriç Köprüsü ziyareti

  • Lozan Anıtı ziyareti

  • Balkan Savaşı Müzesi, Şükrü Paşa Anıtı ziyareti

DSC03995

Edirne’ nin Tarihi:

Edirne şehri, Tunca, Arda ve Meriç nehirlerinin buluştuğu düzlükte kurulmuş. Tarihi MÖ 7. yy’a uzanıyor. İlkçağda Orta Asya’ dan göç eden Traklar tarafından kurulan ve Orestia adı verilen şehire, Büyük İskender stratejik öneminden ötürü kent statüsü vermiş ve Makedonya egemenliğinden sonra Roma dönemine giren Edirne, 395 yılında Roma İmparatorluğu’ nun ikiye ayrılması ile Doğu Bizans yönetimince idare edilmiş.

Roma İmparatorlarından 2. Hadrianus’un şehir üzerinde çok emeği geçmiş, Edirne yeniden imar edilmiş ve Hadrianopolis adıyla anılmaya başlamış. Bu dönemde yamuk dörtgen biçimindeki bir kale içi olarak imar edilen şehirden günümüze sadece dörtgenin bir köşesindeki saat kulesi kalmıştır. 1361 yılına kadar Bulgar Türkleri ve Peçeneklerin hedefi haline geen kent, bu tarihte 1. Sultan Murat tarafından Osmanlı topraklarına katılmış ve 1453′ e kadar Payitaht olarak kalmış. Bu dönemde, şimdiki Selimiye camisinin bulunduğu alanda bir saray yaptırılmış.

Sultan 2. Murat zamanında gelişen ve pekçok tarihi eser yapılan şehir, Fatih Sultan Mehmet‘ in de doğduğu yer.

Osmanlı döneminde merkezi Sofya’ da bulunan Rumeli Beylerbeyliği’ ne bağlı bir sancak olan Edirne, aynı zamanda üniversite şehriymiş.

Tarihte iki büyük yangına ve Rus, Bulgar ve Yunan istilalarına sahne olan Edirne, son oarak  25 Kasım 1922′ de işgalden kurtarılmış.

Eski cami
Şifahane odalarından birisi
Selimiye avludan dışarısı
Selimiye camii avlusu
Sukulesi ve ciğerci Niyaziusta
Darüşşifa ebru desenleri
Kent tarihi müzesi

Edirne’ nin simgeleri;

Beyaz peynir, Mis meyve sabunu, Edirnekari, Tava ciğer, Badem ezmesi, Aynalı süpürge.

Meriç Köprüsü;

Meriç ve Arda nehirlerinin birleştiği yerde Meriç nehri üzerinde 1842-1847 yılları arasında inşa edilmiş. Benzeri olan Tunca (Bayezid) Köprüsü ise, Tunca nehri üzerinde 1608-1615 yılları arasında yapılmış.

Balkan Savaşı;

1912-1913 yıllarında dört devlete karşı yapılan Balkan Savaşı sırasında Edirne’ yi iki ay süreyle savunması emredilen Şükrü Paşa, beş ay savunma yaptıktan sonra 26 Mart 1913 tarihinde teslim olmak zorunda kalmış. Kitabesinde şunlar yazıyor:

“Düşman, hatları geçtikten sonra ölürsem, kendimi şehit kabul etmiyorum.

Beni mezara koymayın!..Etimi, itler ve kuşlar çeke çeke yesinler…

Fakat müdafaa hattımız bozulmadan şehit olursam,

kefenim, lifim ve sabunum çantamdadır. Beni bu mahale gömeceksiniz…

Ve gelen nesiller, üzerime bir abide dikeceklerdir !…”

Şükrü Paşa

DSC03808

Balkan savaşlarında yaşananları ve çekilen sıkıntıları bir nebze yansıtan savaş müzesi mutlaka görülmeli.  Müzeyi gezerken ders çıkarılabilecek pek çok unsur var, çıkarmak isteyenler için tabii…

Öğle yemeği için, merkezde eski su kulesi yakınında bir sokak arasında bulunan meşhur Niyazi Usta’ nın ciğer tavasının tadına bakmak üzere dükkana doluşuyoruz. Gerçekten kaçırılmaması gereken bir fırsat. Çıtır çıtır ciğerler ve birlikte servis edilen yine çıtır çıtır yeşil biberler apayrı bir lezzete sahip. Usta da işinin başında ve servis oldukça hızlı. En önemlisi ise, hem ciğer taze hem de hep taze yağda  pişiriliyor.

Trakya Üniversitesi Sağlık Müzesi;

1984 yılında Üniversite’ye tahsis edilen Darüşşifa, Osmanlı döneminde müzikle hasta tedavisi yönteminin uygulandığı eşsiz  miraslarımızdan. Türk müziğinin bazı makamlarının, su sesinin ve güzel kokunun bazı hastalıkların iyileştirilmesinde kullanılmasına örnekler sunan müzede saatler harcanabilir. Bu müze 2004 yılında  verilen Avrupa Müzesi ödülünün de sahibi…

Selimiye Camii;

Mimar Sinan‘ ın “ustalık dönemi” eseri olan cami, 1569-1575 tarihleri arasında Sultan 2. Selim’ in emriyle inşa edilmiş dört minareli, tek kubbeli (Ayasofya‘ nın kubbesinden daha büyük) bir başyapıt.

Ali Paşa Çarşısı;

Mısır çarşısına benzeyen bir kapalı çarşı. Tek farkı çok sayıda sabun ve tekstil ürünü satan dükkan bulunması. Sabunlar o kadar güzel kokuyor ki, birkaç parça satın almadan geçemiyorsunuz. Bir de çarşının dışında meşhur badem ezmesinin satıldığı dükkanlar var. Bunlardan birinde mola verip hem kendimiz, hem de dostlarımız için hediyelik ezme alıyoruz.

İkindi vakti planladıklarımızın çoğunu yapmış olarak, Meriç kenarındaki sıra sıra lokantalardan birisinde masalara yerleşip yerel lezzetlerin tadına bakıyoruz. Bu lezzetlere bazı örnekler; elbasan tava, mamzama (yoğurtlu patlıcan, kırmızı biber ve domatesten oluşan salata), rumeli beğendisi, satır köftesi.

Yemek üzerine çaylarımızı da içip dönüş yolculuğuna başlıyor ve yine güzel bir seyahat sonrası 23.00 sularında evlerimize dönüyoruz. Bir güne sığan ve hem tarih kokan,  hem de değişik lezzetlerin dostlarla birlikte  tadıldığı böyle bir fırsatı siz de her mevsimde yaratabilirsiniz…

Gidemediğimiz yerler:

  1. Edirne Müzesi (Arkeoloji ve Etnoğrafya)

  2. Türk İslam Eserleri Müzesi

 

Bunu paylaş:

  • Facebook
  • Daha fazla
  • Twitter
  • E-posta
  • WhatsApp

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

Komşu ülke Bulgaristan…

02 Cumartesi Şub 2013

Posted by Erhan Ergün in Avrupa

≈ Yorum bırakın

Etiketler

Babaeski, Bugaria, Burgas, Kadıköy, Kaliakra, Kulata, Kırklareli, Middle East, Pleven, Plovdiv, Sofia, Stara Zagora, Turkey, Varna

Sofia`da karavan muhabbeti
Suncity' de döner
Varna, Theodokos Katedrali
Kulata sınır kapısına yakın yemek molası
Suncity gecesi
Suncity`de otel bahçesinde
Suncity gecesi
Sveta Nedelia Kilisesi
Kaliakra, okçu adam heykeli
Varna yolunda dağ lokantası
Sofya, St.Sedmochislenitsi Kilisesi
Suncity' de bisiklet taksi
Suncity' de "go go" bar
Sofya, Sveta Nedelia Kilisesi
Burgaz, Balçık yöresinde otel bahçesinde
Burgaz' da Tatil siteleri
Sofya, Prenses Sofia heykeli
Suncity' de turist korkutmaca
Yol Haritası
Kaliakra yolunda gelincikler
Suncity' de dondurma
Sofya, Adalet Sarayı
Sofya, Stalinist yapı'Largo'
Suncity`de yemek
Suncity otelleri

 

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Türkiye – Bulgaristan (1. gün)

Açık ve güneşli bir bahar sabahında, komşu ülke Bulgaristan’ a turistik bir gezi yapmak üzere saat 07.00′ de Kadıköy’ den hareket ediyoruz. FSM köprüsünden geçip TEM’ de Edirne yönünde yol alıyoruz. Babaeski‘ ye geldiğimizde, TEM’ den ayrılıp Kırklareli yönünde gidiyoruz.Bu noktadan hudut kapısı 70 km, Kırklareli yolu gidiş-geliş iki şeritli ve sakin. Saatler 10.45′ i gösterdiğinde Dereköy sınır kapısına geliyoruz.

Diğer sınır kapılarından farklı olarak burada, arabanızı parkedip yayan olarak gümrük ofislerine gidip işlemlerinizi elden takip ediyorsunuz. Bulgar tarafında bilgisayar hafıza kartı uygulaması var. Girişte verdikleri karta pasaport polisi, gümrük polisi ve giriş ofisi ayrı ayrı bilgileri giriyor, ayrılırken teslim ediyorsunuz. Schengen vizemiz ile giriş yaptık ve ülkede kalma hakkımızın beş gün olduğunu, başka bir gümrük kapısından diğer bir ülkeye geçiş yapabileceğimizi hatırlatıyorlar. Yani aynı kapıdan TR’ ye dönüş yapamıyoruz.

Hemen çıkıştaki bir klübeden 6 Euro ödeyerek vignette pulumuzu da alıyor ve yolculuğa başlıyoruz. Her taraf yemyeşil ve yolun asfalt kaplaması fena değil. Hava şimdilik parçalı bulutlu ve Burgaz şehrine 85 km yolumuz var.

Saat 12.30 olduğunda Burgaz‘ a ulaşıyoruz. Şehirde gelir dağılımındaki farklılık hemen göze çarpıyor. Trafikte oyalanmadan şehirden çıkıyoruz ve 15 dakika kadar sonra Pomorie kasabasından geçiyoruz. Bu sahil yerleşiminde pek çok sayfiye tesisi yapılmış, çoğu da satılık. Kuzeye doğru yola devam ederken asfalt kalitesinin arttığını görüyoruz. Çevredeki insanların dış görünüşleri değişti.

Burgaz2

Para birimi Leva ve 1Euro 1,96 Leva’ eşit. Motorin 1,70 ile 2.0 Leva arasında satılıyor, yani TR’ den %30 kadar daha ucuz.

Biala Beach’ ten sonra Varna yolunda dağa çıkarken pekçok dağ lokantası olduğunu görüyor ve Goritsa ismindeki birisinde mola vererek karnımızı doyuruyoruz. Saat 17.00 gibi Varna kentine ulaşıyor ve 200,000 nüfuslu, bol trafikli şehirden kuzeye doğru devam edip otel aramaya başlıyoruz. Balçık yerleşimi civarında Köpeğimizi de kabul eden Detelina otel’ de 52 Leva ödeyerek geceliyoruz.

28 Mayıs 2009 Perşembe

Bulgaristan (2. gün)

Sabah güzel bir kahvaltı sonrası 10.00 da otelden ayrılıp daha kuzeyde bulunan “Kavarna” bölgesini de görmek üzere yola çıkıyoruz. Yolda mazot takviyesi yaptıktan sonra en kuzeydeki Romanya sınırına yakın Kaliakra burnuna geldik. Adam başı 3 Leva ödeyerek antik yerleşime girdik. Bir kale, yıkıntılar ve cafeleri olan bu tarihi yeri gezip bilgi alıyoruz.

Kaliakra’ ya, eski çağlarda,  kayalık yapısı nedeniyle ulaşılması zor bir yer olduğu için kale  inşa edilmiş. Trakyalılar “Trizis”, Romalılar “Akra”, Bizanslılar ise “Acres Castelum” adını vermişler buraya. Bir rivayete göre İran’ dan gelen hazineler buradaki kayalıklara gömülmüş. Bu nedenle hazine avcılarının ve dalgıçların hedefinde olmuş burası.

Kaliakra, tarihte pekçok deniz savaşına da sahne olmuş. En son savaş sırasında Rus birlikleri, Amiral F.F. Ushakov komutasında,  Osmanlı gemilerini bozguna uğratmış ve böylece 1787-1791 Rus-Osmanlı savaşı Rusların zaferiyle sona ermiş.

Kaliakra3

Geri dönüp 12.30′ da Varna’ ya geliyoruz. Şehirde bir tur atıp iskeleye gidiyor ve sonrasında Burgaz’ a yakın “Suncity” adı verilen sayfiye yerine ulaşıyoruz.  Çok canlı bir yerleşim olan Suncity’ de kalmaya karar verip bir otel buluyoruz. Bu defa 58 Leva ödüyoruz. Akşam sahile paralel yolunda piyasa yapan yerli halk ve turistler gönüllerince eğleniyorlar.

29 Mayıs 2009 Cuma

Bulgaristan (3. gün)

Otelde sıkı bir kahvaltı yaptıktan sonra ayrıldık ve Burgaz yönünde ilerlerken karşımıza çıkan “Sofia” levhasını takip ediyoruz. 380 km gösteren yol çift yönlü, trafik orta yoğunlukta ve yağmur çiseliyor.Yol boyunca ekili tarlalar ve üzüm bağları var.

Saat 16.15′ te Sofya’ ya ulaşıyoruz. Yol boyunca pekçok kere yol tamiratına denk geldik, dolayısıyla keyifli bir yolculuk olmadı. Güneyden giden ve Plovdiv üzerinden Sofya’ ya bağlanan ve muhtemelen daha iyi olan yol ise 50 km kadar daha uzun olduğu için tercih etmemiştik. Şehir kalabalık ve hem otopark yeri, hem de otel bulmakta zorlanıyoruz. Akşamüzeri yağmurun durmasını fırsat bilerek şehri geziyoruz. Tarih kokan güzel bir şehir. Gecemizi bu güzel şehirde geçiriyoruz.

St.George Rotunda

Sofya’ nın tarihi MÖ 7.yy’ a kadar iniyor. Eski adı, Celt kabilesi olan Serdi’ lerden dolayı Serdika olan şehir, halen var olan bir tabii kaynak suyu etrafında kurulmuş. Sofya ismi ise, 14.yy’ dan sonra kullanılmaya başlamış. MÖ 4.yy’ da Makedon kralı Philip ve onun oğlu Büyük İskender tarafından yönetilen şehir, MÖ 29 yılında Romalılar tarafından alınmış.

MS 447 yılında Hunların istilası sırasında yıkılan şehir, daha sonra Bizans kralı Jüstinyen tarafından yeniden inşa ettirilmiş.Yerel halk 1376 yılında Saint Sofia kilisesinin kurulmasından sonra şehri “bilgelik” anlamına gelen Sofia diye adlandırmış. 1382 yılında Osmanlılara geçen şehir, “Sofia Sancağı” adıyla yönetilmiş. 1878 yılı başında Rusların yönetimine geçen Sofia 1908′ de Bulgaristan Cumhuriyetinin başkenti olmuş.

30 Mayıs 2009 Cumartesi

Bulgaristan – Yunanistan – Türkiye (4. gün)

Dün Bulgaristan’ da orta dereceli okulların son günüymüş, pek çok okulda törenlere tanık olduk. Bu sabah da kahvaltı sonrası 09.30′ da yola koyulup şehirden çıkmadan önce bir büyük markette alışveriş yaptık. Yunanistan ile sınır kapısı olan Kulata‘ ya doğru sürdük arabamızı. Dağlarda yağmur vardı, ovaya inerken durdu, Bu yol bölünmüş otoyol ve oldukça kaliteli.Sofya-Kulata arası 133 km ve iki saatte gidilebiliyor, trafik yoğun. Kulata’ ya 21 km kala bir dinlenme tesisinde mola veriyor ve karnımızı doyuruyoruz.

AlexanderNevskyCathedral

Yunan polisinin araç sigorta kontrolü yapmasından başka bir mevzuata takılmadan 14.30′ da Yunanistan’ a girdik. Önce Serez kentine girip içinde bir tur attık, sonra Kavala‘ ya uğradık, hava iyice ısındı, yola devam edip gece 22.52’ de evimize ulaştık.

Genel Notlar:

– Katedilen yol:    2,000 km

– Toplam yakıt: 160 lt

– Yakıt tutarı:  150 Euro

Related articles

  • Burgas, Varna, Sofia Make It to Global 100 Cities Destination Ranking (novinite.com)

Bunu paylaş:

  • Facebook
  • Daha fazla
  • Twitter
  • E-posta
  • WhatsApp

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

yazar

seyahat etmeyi sever, güzellikleri görüntüler, değişik lezzetleri tadmaktan hoşlanır, doğa aşığıdır, bisiklet tutkunudur.

İzlenme sayısı

  • 213.805 tık

Bu blogu takip etmek ve yeni yazı yayınlandığında e-posta ile bilgilendirilmek istiyorsanız e-posta adresinizi yazıp "takip et" butonunu tıklayın.

“BİSİKLET” İÇİN RESME TIKLAYIN..

Da Vinci Bisiketi, 1860

“FOTOĞRAF” İÇİN RESME TIKLAYIN

Dancing of the Clouds

SEYAHAT

“Travel makes one modest, you see what a tiny place you occupy in the world” — Türkçesi: "Seyahat insanı alçak gönüllü yapar, çünkü aslında dünyada ne kadar küçük bir yer işgal ettiğinizi görmenizi sağlar" --- Gustave Flaubert

PEK YAKINDA

Olumsuzluklarla dolu koca bir 2017 yılını geride bıraktıktan sonra yine birlikteyiz. Yazı akışında meydana gelen aksamalar için özür diliyorum. Kaldığımız yerden olmasa da ziyaret etmiş ya da edecek olduğum yerlere ait bilgileri 2018 yılı boyunca sizlerle keyifle paylaşacağımı umuyorum. Bakalım Amsterdam' dan sonra sırada ne var?. İzlemeye devam edin...

SON YAZILARIM

  • Buenos Aires
  • 2019′ a merhaba…
  • Atina (Athens)
  • YouTube’da “Vanotek feat. Hevito – Viajero | Official Video” videosunu izleyin
  • Dresden “Elbe üzerindeki Floransa…”
  • AMSTERDAM
  • Kuzey Britanya’ nın yıldızı, Edinburgh…
  • Nördlingen ve Harburg
  • Dinkelsbühl ve Wallerstein
  • Schillingsfürst ve Feuchtwangen
  • Bologna, kızıl cazi0be…
  • Viyana, Avrupa’ nın müzik başkenti…
  • Rothenburg ob der Tauber
  • Weikersheim, bir Rönesans klasiği…
  • Bad Mergentheim, Romantik Yol’un kaplıcası…
  • Tauberbischofsheim ve Lauda-Königshofen
  • Wertheim
  • Würzburg, Romantik Yol’a açılan kapı…
  • Heidelberg, “Romantik Yol” un ilham perisi…
  • “Romantik Yol” da bir sonbahar gezisi…
  • PARİS’ te SON TANGO…
  • ERDEK
  • Kaz Dağları, bölüm 1
  • Ayvalık’ ta hoş bir dinleti…
  • Yeni bir gün daha…
  • Brüksel
  • Yeni Yıl Kutlaması
  • Kavala
  • Freiburg
  • Varenna
  • Luzern (Lucerne)
  • Londra (2)
  • Padova
  • Bratislava
  • Nice
  • Besancon
  • Sorrento
  • Lyon
  • Prag
  • Pisa
  • Budapeşte
  • Viyana
  • Venedik
  • Estergom
  • Siena
  • Salzburg
  • Strasbourg
  • Hoş geliyor (mu) sun 2014…(?) !
  • Verona
  • Londra

ZAMAN TÜNELİ

Ocak 2021
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728293031
« Nis    

“DEVR-İ PEDAL” ARTIK YAYINDA…

BİSİKLET tarihini ve gelişimini anlattığım, bisikletin insan yaşamına katkısını farklı boyutlarıyla kaleme aldığım yazılarım, "Devr-i Pedal" isimli blogumda yayınlanmaya devam ediyor. Yukarıdaki "Bisiklet için resme tıklayın" penceresindeki resme tıklayarak bu blogumu ziyaret edebilirsiniz.

TAKİP ETTİĞİM BLOGLAR

  • GEZMECİLER
  • Zeliha Özer
  • EpicuriousTravelers.com
  • sarahmatthews
  • Tamarind and Thyme
  • The WordPress.com Blog
  • cyclingfurther
  • Lrntn's Blog
  • Steve McCurry Curated
  • The Kitchen Crashers

KATEGORİLER

Almanya Amerika Avrupa Avusturya Fransa Güney Amerika Hollanda Kutlama Merhaba Türkiye Uncategorized Yunanistan İngiltere İspanya İtalya

Daha Fazlası

Alexandropolis Almanya Amalfi Ancona Atina Augustus Ayvalık Barok Bellagio Bergamo Bologna Brescia Brindisi Buda Bursa Como Edirne Elisabeth Florence France Genova Granada Greece Grinzig Habsburg Hohenlohe Hırvatistan Istanbul Italy Izmir Kavala La Turbie Lecco Limoncello Ljubliyana London Lyon Magyar Malaga Menton Monaco Monte Carlo Mozart Napoleon Napoli Nürnberg Olympia Padova Palio Perugia Peşte Pire Plovdiv Positano Regensburg Rimini Roma Sabah Salerno Salzburg Slovenya Sorrento Spain Strasbourg Tauber Thessaloniki Travel and Tourism Turkey valencia Venedik Verona Vezüv Visegrad Zeus İpsala

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

GEZMECİLER

Gezilen, görülen, tadılan güzelliklerin paylaşıldığı bir site

Zeliha Özer

Marmaris'ten Adriyatik Denizine Yelkenle Dolaşmak Üzerine...

EpicuriousTravelers.com

Sip. Savor. Explore.

sarahmatthews

Tamarind and Thyme

Cooking and Eating Well in London Without Going Broke

The WordPress.com Blog

The latest news on WordPress.com and the WordPress community.

cyclingfurther

2 Belgians Cycling from Hungary to the chinese border across Central Asia!

Lrntn's Blog

Photo and travel blog

Steve McCurry Curated

Steve's body of work spans conflicts, vanishing cultures, ancient traditions and contemporary culture alike - yet always retains the human element.

The Kitchen Crashers

Seda ve Hakan’ın Mutfak, Seyahat ve Fotoğraf Maceraları…

Vazgeç
loading Vazgeç
Yazı gönderilemedi - e-posta adreslerinizi kontrol edin!
E-posta kontrolü başarısız oldu, lütfen bir daha deneyin.
Üzgünüm, blogunuz yazıları e-posta ile paylaşamıyor.
Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası
%d blogcu bunu beğendi: