Etiketler
Alaçatı, Aya Yorgi, Çeşme, Çiftlikköy, Balıkesir, Balıklıova, Boyoz, Bursa, Efes, Ildırı, Izmir, Iıca, Kaplan Dağı, Kumru, Narlıdere, Ramiz, Sakızlı dondurma, Seferihisar, Selçuk, Susurluk, Tire, Un kurabiyesi, Urla, Yasa, Şirince
Bu defa Ege bölgesindeki üç güzel yöremizi görmek için İstanbul’ dan hareket ediyoruz. Radarımızda önce Çeşme ve yakın çevresi, sonra Efes ve Şirince var. İlk rotamız Eskihisar-Topçular-Yalova-Bursa-Susurluk-Balıkesir-İzmir ve Çeşme şeklinde oluştu. Bu güzergahtaki mola yerleri ise Susurluk Yasa tesisleri ve Akhisar Ramiz köftecisi idi. Neşeli bir yolculuk sonrasında ilk günün akşamında Çeşme’ ye ulaştık.
İlk tatil günümüzü dostlarımızla birlikte Çeşme’ nin Aya Yorgi koyundaki meşhur Sole Mare plajına gidip bol bol denize girerek geçirdik. Yaz sezonu sırasında normalde buralarda yer bulmak pek olası değil, çok erken gelmek gerek ama artık sezon bittiği için kimsecikler kalmamış…
Akşam yemeği için bu yöreyi iyi bilen dostlarımız Ildırı’ yı tavsiye ediyorlar ve birlikte oraya gidiyoruz. Çeşme’ den yola çıkıp kuzey batı yönünde sahile paralel ilerlerseniz önce Şifne’ den geçip sonra Ildırı (Ildır)’ ya ulaşıyorsunuz. Toplam 45 dakika uzaklıkta olan Ildırı şirin bir deniz kenarı yerleşimi. Balık ürünleri meşhur. Deniz kenarında yüzen ördekleri seyrederek nefis levrek (deniz) ızgara menümüzün keyfini çıkarıyoruz.
Sabah bisiklet sporunu takiben dönüş yolunda boyoz fırınına (Kumrucu Hüseyin Boyoz fırını, 5082 sokak Ilıca) uğrayıp fırından yeni çıkmış sıcacık kumru ve boyozlarımızı alıp güzel bir sabah kahvaltısı yapıyor ve yola çıkıyoruz. İzmir-Aydın otoyoluna girip Selçuk levhasını görünce çıkıyor ve Tire yönüne devam ediyoruz. Tire’ ye varınca “Kaplan Dağı” levhasını takip ederek dağa tırmanmaya başlıyorsunuz ve yaklaşık bir buçuk km sonra yol bittiğinde sağınızda bir restoran beliriveriyor. Çok sevimli bir ailenin işlettiği bu “Kaplan Restoran” ın en önemli özelliği, yörede bulunan otlardan yapılan mezeleri. Aynı zamanda meşhur Tire kebabını da servis edebilen restoranda yüksek sezonda yer bulmak zor, telefon etmeden gitmemeniz tavsiye edilir (0232 512 66 52). Lokantanın çıkışında hemen bir kenardaki kiosk göze çarpıyor, burada yaşlı bir amca şifa ürünleri pazarlıyor.
Tekrar aşağıya indikten sonra Selçuk kasabası içinden geçip Şirince’ ye ulaşıyoruz. Tarihi yaklaşık 100 yıl olan adı üstünde şirin bir köy. Bursa’ nın Cumalıkızık köyünü ve biraz da Safranbolu’ yu hatırlatıyor.
Burada şarap üretimi yapılıyor. El işlerinin de satıldığı köyde pek çok cafe-bar var ve şarap tadımı yaparak satın alabiliyorsunuz. Yalnız dikkatli olmak gerek, zira şarap tadarken şarhoş olunabilir…
Dönüş yolunda Çeşme’nin meşhur kumrucusu “Şevki” ye uğramayı da ihmal etmiyor ve günü bitiriyoruz.
İkinci sabah bisiklet turu bu defa Çeşme’ nin diğer tarafına, yani Çiftlikköy’ ün olduğu yana doğru. Burası Çeşme’ nin diğer bölgelerine göre daha az gelişmiş, daha doğrusu gelişmemiş (belki de böylesi daha iyi)…Çeşme merkeze yakın bir başka ziyaret adresi de “Bağevi”. Geniş bağların ortasında kurulu bir tesiste şarap üretimi ve pazarlaması yapılıyor. Görülmeye değer…
Bugün hava lodos ve oldukça sıcak. Akşamüzeri Ildırı’ ya gidip Manzara kafe’ de günbatımına karşı çayımızı yudumluyor ve enginarı bol olan bu dinlenme yerinden ayrılıp Balıklıova’ ya geliyoruz. Balıklıova küçük, hoş ve salaş bir balıkçı köyü, bulunduğu koy doğu’ ya bakıyor. Birkaç balık lokantasından en çok bilineni “Özal’ ın yeri” (tel:Urla 7755376). İzmir’ den kalkıp buraya balık yemeğe gelenler var. Günün her saati, sezon dışında bile masalar dolu. Özellikle kalamar tava ve barbun tava tavsiye edilir. Bu köyün bir başka özeliği de meşhur un kurabiyesi. Lokantanın çapraz karşısındaki fırından taze kurabiyelerinizi almayı, hatta balığın üzerine birazını yemeyi ihmal etmeyin…
Sabah Çeşme-Alaçatı Babayadigarı restoranının (hurmalık mevkii Alaçatı tel 02327168259) dinlendirici bahçesinde muhteşem bir kahvaltı yaptıktan sonra yola koyulup otoyoldan İzmir yönünde ilerlerken Seferihisar’ a doğru çıkıp Selçuk’ a gidiyoruz. Hava çok sıcak fakat Efes harabeleri görece tenha. Tam bir açık hava müzesi olan harabeleri büyük bir hayranlıkla geziyor ve bilgi alıyoruz. MÖ 6000 yılında kurulan kentin Hititler zamanında adı Apasas imiş. MÖ 1050 yıllarında Yunanistan’dan gelen göçmenler de burada yaşamaya başlamış. MÖ 560 yılında kent, Artemis tapınağı civarına taşınmış. Bugün gezip gördüğümüz kent ise, MÖ 300 yıllarında Büyük İskender’ in generallerinden Lysimakhos tarafından bir liman kenti olarak kurulmuş. Nüfusu o zamanlar 200,000 civarıymış. Bu gezimizde bizi en çok etkileyen, “yamaç evler” oldu. Mutlaka görülmesi gereken bu yeni kazı alanı çok iyi korunuyor ve o dönem mimarisi hakkında çok iyi fikir veriyor.
Dönüş yolunda Urla tarafına da giriyor ve Urla’ yı, rahmetli Tanju Okan’ ın memleketini, İskele’ yi ve güzel balıkçı koyunu, çevredeki birkaç şirin yerleşimi de gördükten sonra Çeşme’ye ulaşıyoruz.
Sabah İzmir otoyolunda ilerlerken Seferihisar çıkışından Güzelbahçe tarafına dönüp sahile ulaşınca sol yapıyor ve Altınoluk tesisinde güzel bir köy kahvaltısı yapıyoruz. Sahil yolunu takiben İzmir üzerinden Balıkesir’ e gelip, merkez çarşıda mola veriyor ve “kapalı hal” den peynirlerimizi satın alıp yola devam ediyoruz. Bursa Botanik bahçesi son durak yerimiz. Eski Osmanlı evleri tarzında restore edilmiş tesislerin olduğu yerde İskender kebapçısında mola veriyor ve karnımızı doyurup evin yolunu tutuyoruz.
Bu seyahatimizde toplam katedilen mesafe: 2,000 km